NEWSWEEK Türkiye'nin son sayısında Sharon Begley imzasıyla yer alan yazıda günümüzdeki obezite salgınının boyutları ve nedenleri araştırıldı. Bilim adamlarına göre günümüzde kutularca tüketilen yağlı patlamış mısırdan 1.220 kalorilik McDonald's kahvaltılarına ve televizyon bağımlılığına kadar pek çok suçlu bulmak kolay. Üstelik bunlar gerçekten de suçlular. Ancak nüfusun önemli bir kısmı, ne hamburger yiyebiliyor, ne de sinemaya gidebiliyor. Ama buna rağmen balon gibi şişiyorlar.
 
Harvard Halk Sağlığı Fakültesi'nde 2006'da yayımlanan bir rapora göre 6 aydan küçük bebekler arasında obezite 1980'den beri yüzde 73 arttı. San Fransisco'daki Kaliforniya Üniversitesi'nden endokrinolog Robert Lustig, bunu "6 aylıkların obezite salgını" diye tanımlıyor.
 
Lustig'e göre bu durum Amerika'nın şişmanlamasıyla ilgili beylik açıklamalar için bir problem teşkil ediyor: "Sadece hazır bebek mamaları ya da anne sütü ile beslendiklerini ve henüz kötü alışkanlık edinecek zamanları olmadığını düşünürsek, obezitenin nedeni olarak bilinenler, bebekler için geçerli değil. Bilinenin ötesine bakmalıyız."
 
ÇEVREYE DİKKAT
Bilinenin ötesini görmek için yapılan araştırmalara göreyse sorumlu çok tanıdık: Erken yaşta çevredeki kimyasal kalıntılara maruz kalmak. Bu tezin kanıtları, besin zincirinin her halkasında yaygın biçimde bulunan ve hormon gibi davranan bu zararlı kimyasalların önceden akla gelmemiş iki etkisi olduğuna işaret ediyor: Gelişmekte olan fetüsün ve yeni doğanların genlerini etkileyerek, daha fazla öncül hücrenin yağ hücresine dönüşmesine neden oluyor ve bunlar yaşam boyu kalıyor. Bu kimyasallar metabolizma hızını öyle değiştirebiliyor ki, bunun sonucunda vücut kalorileri yakmak yerine, stoklamaya başlıyor. Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüleri'ne (NIH) bağlı Kuzey Carolina'daki Çevresel Sağlık Bilimleri Ulusal Enstitüsü'nden (NIEHS) Retha Newbold, obezitenin yaygınlaşmasında "çevresel kimyasallar"a maruz kalmanın payının büyük olduğunu belirtiyor.